İçeriğe geç

Protesto etmek suç mu ?

Protesto Etmek Suç mu? Toplumsal Vicdanın ve Hukukun Kesiştiği Nokta

İnsanlık tarihi boyunca protesto, sessiz kalmayı reddedenlerin dili olmuştur. Bir insan, bir haksızlık karşısında sokağa çıktığında yalnızca kendi sesini değil, susturulanların sesini de taşır. Peki, bu eylem bir suç mudur? Yoksa bir hak arayışının doğal uzantısı mı? Bu sorunun yanıtı, sadece hukuk kitaplarında değil, toplumların vicdanında da aranmalıdır.

Protestonun Tarihsel Arka Planı

Protesto kavramının kökeni, Latince pro testari — yani “tanıklık etmek” — sözcüğüne dayanır. Bir birey ya da grup, adaletsizlik karşısında tanıklık eder; sessizliği reddeder. Antik Yunan’da halk, yöneticilerin kararlarına karşı agora meydanlarında toplanarak itiraz ederdi. Roma döneminde köle isyanları, Orta Çağ’da köylü ayaklanmaları, modern çağda ise işçi grevleri bu tanıklığın farklı biçimleriydi.

Fransız Devrimi (1789) ile birlikte protesto, bireysel bir cesaret eyleminden çok, toplumsal bir hak arayışı haline geldi. 20. yüzyılda Gandhi’nin barışçıl direnişi, Martin Luther King’in eşitlik yürüyüşleri ve Türkiye’de 1960’lardan itibaren yükselen öğrenci hareketleri, protestonun politik bir kimlik kazandığı döneme işaret eder.

Bugün, protesto yalnızca sokakta değil; sosyal medya platformlarında, sanat eserlerinde ve dijital kampanyalarda da varlığını sürdürür.

Hukuki Perspektiften Protesto

Protesto hakkı, uluslararası hukukta temel bir insan hakkı olarak tanımlanmıştır.

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Bildirgesi’nin 19. ve 20. maddeleri; ifade özgürlüğü ve barışçıl toplanma hakkını güvence altına alır. Aynı şekilde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (madde 10 ve 11), bireylerin düşüncelerini açıklama ve örgütlenme özgürlüğünü temel haklar arasında sayar.

Ancak bu hak mutlak değildir. Demokratik hukuk sistemleri, protestonun “barışçıl” olma şartını vurgular. Şiddet içeren, kamu düzenini tehdit eden ya da nefret söylemine dönüşen eylemler, hukuken suç teşkil eder.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 34. maddesi de bu dengeyi kurar:

Herkes, önceden izin almaksızın, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.

Fakat aynı madde, kamu güvenliğini koruma amacıyla bu hakkın sınırlandırılabileceğini belirtir.

Dolayısıyla, protesto etmek başlı başına bir suç değildir, ancak biçimi ve amacı hukuka aykırı hale geldiğinde cezai sonuç doğurabilir.

Toplum ve Devlet Arasındaki Gerilim

Protesto, yalnızca bir bireyin tepkisi değil, devletle toplum arasındaki görünmez diyalogdur. Devlet otoritesi çoğu zaman düzeni koruma refleksiyle hareket ederken, bireyler adaleti sağlama arzusuyla hareket eder. Bu iki yönlü dinamik, toplumsal dengeyi belirler.

Örneğin; çevre hareketleri, kadın hakları yürüyüşleri veya ekonomik adaletsizliklere karşı yapılan protestolar genellikle sistemin eksik yönlerine işaret eder. Ancak devletler, bu tür eylemleri kimi zaman “tehdit” olarak algılar. Bu durumda hukukun görevi, ifade özgürlüğünü korurken kamu düzenini de güvence altına almaktır.

Sosyologların “kamusal alan” dediği bu tartışma sahası, modern demokrasinin kalbidir. Bir toplum, protesto hakkını ne kadar özgürce kullanabiliyorsa, demokrasisi de o kadar olgundur.

Akademik Tartışmalar ve Günümüz Perspektifi

Akademik çevrelerde protesto, uzun süredir hem siyaset biliminin hem de hukuk felsefesinin önemli tartışma konularından biridir.

John Rawls, protestoyu “adaletsiz yasalara karşı vicdani itaatsizlik” olarak tanımlar.

Jürgen Habermas ise kamusal aklın oluşmasında protestonun temel bir diyalog aracı olduğunu savunur.

– Türkiye’de Şerif Mardin ve Nilüfer Göle gibi düşünürler, protestoyu “merkez-çevre gerilimi” ve “kamusal kimliğin inşası” bağlamında ele alır.

Bu yaklaşımlar, protestoyu yalnızca bir eylem değil; toplumsal değişimin dinamiği olarak görür. Bir protesto, yasaları değil, adaleti tartışmaya açar.

Protestonun Geleceği: Dijital Vicdan

21. yüzyılda protestolar, artık meydanlardan ekranlara taşınmış durumda. Hashtag hareketleri, çevrim içi imza kampanyaları ve dijital dayanışma ağları, yeni bir protesto biçimi yaratıyor. Bu dönüşüm, hem özgürlüğün sınırlarını genişletiyor hem de gözetim çağında yeni riskler doğuruyor.

Dijital protestolar kolay örgütlenebilir ama aynı zamanda kolay bastırılabilir. Burada kritik soru şudur: “Gerçek bir değişim, dijital sessizliğin içinde mümkün mü?”

Sonuç: Suç Değil, Sorumluluk

Protesto etmek, bir toplumu yeniden düşünmeye davettir. Tarih boyunca her büyük dönüşüm, bir itirazla başlamıştır. Ancak protestonun meşruiyeti, amacının adalet ve barış ilkesine bağlı kalmasına dayanır.

Sonuç olarak; protesto etmek suç değildir — ama nasıl, ne için ve hangi yöntemle yapıldığı önemlidir. Çünkü özgürlük, sorumlulukla anlam kazanır.

Protesto, sadece bir eylem değil; bir toplumsal vicdanın dile gelmiş halidir.

Ve bu vicdan sustuğunda, adalet de sessiz kalır.

8 Yorum

  1. Salih Salih

    Bu sözleşmelerin hükümleri 657 ve 4688 sayılı yasalardan üstündür. ILO sözleşmeleri ve denetim organları kararlarına göre memurların grev ve toplu eylem hakkı vardır . Grev hakkının işçi veya memur olmakla bir ilişkisi yoktur. Eylem Esnasında Yüzümü Kapatmam Ya Da Maske Takmam Suç Mudur? Evet suçtur . 2911 Sayılı Kanun’un 33.

    • admin admin

      Salih!

      Teşekkür ederim, katkınız yazının doğal akışını destekledi.

  2. Arda Arda

    Kişinin yüzünü kapatması, suça teşebbüs ettiği anlamına gelmez. Suç işleyen veya suça teşebbüs eden kişinin, kimliğini gizleyip yakalanmamak amacıyla yüzünü kapatması, belki suç işleme kastının yoğunluğundan hareketle suçun nitelikli hali sayılıp daha ağır ceza ile cezalandırılması öngörülebilir. Bu sözleşmelerin hükümleri 657 ve 4688 sayılı yasalardan üstündür. ILO sözleşmeleri ve denetim organları kararlarına göre memurların grev ve toplu eylem hakkı vardır .

    • admin admin

      Arda!

      Teşekkür ederim, görüşleriniz yazıya doygunluk kattı.

  3. HızlıAyak HızlıAyak

    MADDE 28 – Kanuna aykırı toplantı veya gösteri yürüyüşleri düzenleyen veya yönetenlerle bunların hareketlerine katılanlar, fiil daha ağır bir cezayı gerektiren ayrı bir suç teşkil etmediği takdirde bir yıl altı aydan üç yıla kadar hapis ve onbin liradan yirmibeşbin liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır. Anayasa’nın “Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı” başlıklı 34.

    • admin admin

      HızlıAyak! Katkınız, metnin daha kapsamlı ve daha doyurucu bir hâl almasını sağladı.

  4. Bora Bora

    Bu madde hükümleri vakıflarla ilgili olarak da uygulanır. MADDE 34- (Değişik: 3/10/2001-4709/13 md.) Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir . Kişinin yüzünü kapatması, suça teşebbüs ettiği anlamına gelmez.

    • admin admin

      Bora! Görüşleriniz, makalenin genel bütünlüğünü sağlamlaştırdı, desteğiniz için teşekkür ederim.

Salih için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
hiltonbet güncel girişhttps://www.betexper.xyz/elexbetgiris.orgsplash